ŞEREF BİGALI

ZAMAN | MİRAS | VEFA

Doğumunun 100. yılı ve ölümünün 20. yılı

vesilesiyle düzenlenen bu anlamlı anma sergisinde, Şeref Bigalı’nın sanat dünyasına kattığı eşsiz değeri yeniden irdelemek ve anlamlandırmak isteniyor. Şeref Bigalı eserleri ile birlikte Paris’ten İzmir’ uzanan sanat yolculuğunda hocaları ve öğrencileri olan Henri Goetz, Abidin Elderoğlu, Christine Boumeester, Aynur Mahmudova Kaplan, Reyhan Abacıoğlu, Sevinç Bayraktar, Serpil Atagöz, Hatice Aydoğan, Lale Temelkuran, Rahime Günkut, Nursel Alyanak, Asuman Ünlü, Serap Demirağ, Zehra Sengil, Sezin Haşıcı’nın eserleri de yer alıyor. Bigalı; düşünce, duygu ve varoluşun sezgisel boyutlarını ustalıkla harmanlayarak özgün ve bütüncül bir kimlik yarattı. Onun eserleri, insani duyarlılık, kültürel kökenler ve evrensel modernizmin buluştuğu noktada, sanatın derin ve çoğu zaman kelimelerle ifade edilemeyen öz problemini, geniş bir kavrayış ve sezgiyle yeniden yorumladı. Bu sergide, sanatçının evrensel sanat felsefesi ve ruhun, zihnin derinliklerine uzanan şiirsel anlatısı izleyiciye sunulurken, Anadolu’nun kendine has renkleri ve dokusu da yeniden idrak ediliyor. Şeref Bigalı, “Anadilini, ana kültürünü, kendi milletinin kültürünü sevip anlamayan hiçbir şey sevemez.” derken, sanatının temelini de bu anlayış üzerine inşa eder. Cemal Tollu Atölyesi’nde ve Paris’te aldığı eğitimi, doğup büyüdüğü toprakların ruhuyla sentezleyerek, güçlü bir görsel dil oluşturur. Coğrafyanın ritmini, insanlarının yüzlerindeki ifadeyi, sokakların sessiz hikâyelerini ve doğanın melodisini tuvale taşır. Kahvehanelerdeki sohbetler, dar sokaklardan taşan yaşam, başörtülü kadınların vakur bakışları… Onun resimleri, sadece bir coğrafyanın yansıması değil, zamansız bir anlatının taşıyıcısıdır. Disiplinli bir estetik düzen ve ritmi barındıran eserleri; izleyiciye yaşamın, sevginin, umudun ve kültürün dilini anlatırken, içsel huzur ve derinlik vaadini de beraberinde getirir. Sanatçının her eseri, doğa, kültür ve bireysel benlik arasında kurulan benzersiz bir diyalogun meyvesidir. “Anlatımı mümkün olmayan öz problemine karşı güven ve inanç isteyen geniş, derin bir kavrayış ve seziştir” sözleriyle özetlenen sanat yaklaşımı, Bigalı’nın her çalışmasında kendini göstermektedir. Her fırça darbesinde kurduğu ince denge, “insanı tümüyle anlatmak” arzusunu taşır. Yaşamın ve doğanın içsel ritmiyle sentezleyerek izleyiciye derin bir estetik deneyim sunar. 


Teknik, estetik ve düşünsel katkısını takdirle andığı Abidin Elderoğlu'nun çizgisinden, daha somut, ayağı yere basan, bu toprakların insanlarının realitesini ve hayat gerçekliğini işleyeceği ağırlıkta eserler üretir. Bunun yanı sıra “Şekillerin kaderinde soyutlama vardır” diyerek, figüratif çalışmaları gibi soyut resimlere de yer veren sanatçı, Goetz’in atölyesinde soyut sanatın çözümlemeleri üzerine araştırmalar yapar. Bu süreçte ve sonraki yıllarda kaligrafik değerlerle özdeşleşen geometrik soyut leke dengesi temelli eserler de üretmeye başlar. Şeref Bigalı’nın, ifade gücünü ustalıkla kullanıp, doğayı taklit etmek yerine, onu kendi özgün diliyle yeniden yorumlaması; insan, mekan ve nesnelerin içsel dinamiklerini gözler önüne çıkarır. Eserlerinde, doğal renklerin optik çekiciliği, mekânsal çevreyle kurulan diyalog ve çizginin zarif düzeni; resmin hem görsel hem de düşünsel bütünlüğünü ortaya koyar. Suluboyanın akışkanlığı, desenin sağlamlığı, yağlıboyanın yoğunluğuyla, figürlü kompozisyonlarında bedenin ve duruşun sadece fiziksel değil, aynı zamanda hikâye anlatan bir öge olduğunu hissederiz. Eserleri, dinamik kompozisyonların oluşturduğu, renk, ışık ve gölgenin özenle dengelendiği görsel bir şiir gibidir. Ayrıntıdan ayıklanmış doğallık ile plastik yetkinliğin dengede tuttuğu spontan uyum, sert konturlarla belirlenen formların açık-koyu leke düzenleriyle bütünleşir. Işık-gölge oyununun içinde kurduğu diyalogu derin bir estetik dille okuruz. Eserlerinde, “desen” aracılığıyla inşa ettiği özgün estetik anlatım, doğa ve nesneleri yalınlaştırma çabasıyla her figür ve manzarada sanatçının sezgisel katılımını ve yorumunu yansıtır. Desen çalışmaları onun sanatının gelişimine ışık tutan uygulamalar olarak başlar ve ilerleyen yıllarda, imgelerin saklanması, konuların saptanması aşamalarında varlığını korur. Desene dayalı renk anlatımını, figür kimlikli dramatik kurguyu ve öyküyle plastik bütünlüğü ortak bir özgün kulvarda eritebilen ayrıcalıklı ressamlardan Şeref Bigalı, yine desen ağırlıklı bir kompozisyon ve anlatım mantığı içinde kurgular ve eserleri ayrıcalıklı, kendine özgü bir realite resmi olarak karşımıza çıkar. Bigalı, suluboyayı ise genel üslubunun içinde özgün bir duyumsama estetiğiyle işler. Soğuk ve sıcak renk dalgalanmalarının, suyun akışkanlığı ile transparan etkisinin öne çıktığı, kıvrımlaşan ve şiirsel bir kompozisyonun biçimlendiği bu çalışmalarda, derin katmanları parça parça görselliğe taşır. Kağıt ve boya arasında özgür dağılımların izlerini belirleyen suluboya yapıtları, anı belirtme, gezinti ve doğanın yaşam içindeki anlarını yakalama çabasını somutlaştırır. Ele aldığı bütün konuları suluboya mantığı doğrultusunda ve altta gezinen karakalemin göz okşayıcı açılımıyla ortaya koyan ressam, izlenimin ötesinde ele aldığı konuya gizli bir anlam ve hikaye katmasını da bilir. Şeref Bigalı’nın eserlerindeki her farklı teknik, sezgisel anlatım formuna dönüşür. Onun çizgileri, nesnel gerçekliğin sınırlarını aşarak insanın, doğanın ve mekanın özünü kavramsallaştırır; izleyiciyi derin düşüncelere ve içsel keşiflere davet eder. Bu anlatım, Şeref Bigalı’nın sanata olan tutkusu, teknik ustalığı ve insanı tüm yönleriyle anlatma arzusunu gözler önüne sererken, sanatının dilini yeniden ifade eder.

Zamansız Sanatın İzinde

Ankara’nın sanatsal dokusuna yeni bir nefes getiren Timora Sanat, farklı disiplinlerden sanatçıların özgün eserlerini bir araya getirerek, modern ve çağdaş sanatın dinamiklerini  kucaklıyor.

Misyonumuz, sanatın dönüştürücü gücünü görünür kılmak ve sanatçılarla sanatseverler arasında yaratıcı bir bağ kurmaktır. Vizyonumuz, evrensel sanat anlayışını yerel dokuyla harmanlayarak, kültürel bir buluşma noktası olmaktır.

Timora Sanat olarak, sanatı sadece izlemekle kalmayıp hissetmek, sorgulamak ve paylaşmak isteyen herkes için bir platform sunuyoruz. Her sergimizde, hem izleyicilerin hem de sanatçıların ufkunu genişletecek bir yolculuk vaat ediyoruz.

TİMORA SANAT

Timora Sanat, sanatın evrensel dilini kullanmak ve gerçekleştirdiği sergiler ve diğer sanatsal aktivitelerle akıllarda iz bırakmak anlayışıyla kurulmuştur. Temel amacı, sanat ve sanatseverlerin buluşmasını sağlamak, sanata olan ilgiyi artırmak, genç sanatçılara destek olmak ve sanatsal kavramların daha çok tartışılmasına zemin hazırlamak olan Timora Sanat, sergileme, galeri konuşmaları, yetişkin eğitimleri ve farklı sanatsal aktivitelerin yapılmasına yönelik, yaklaşık 300 m2 bir alan oluşturan 3 ayrı salonda faaliyetini yürütecektir.

Haberler, özel etkinlikler ve daha fazlası hakkında bilgi almak için hemen kaydolun!